İklim değişikliği ve çevresel faktörler, elektrikli araçlara (EV) talebi artarken Research and Markets’in verileri 2022 itibarıyla 9,5 milyon olan dünya genelindeki elektrikli araç (EV) sayısının 2030’a kadar yıllık bileşik %30,7 büyüme oranıyla 80,7 milyona ulaşacağına işaret ediyor. 2030’a kadar tüm yeni araç satışlarının %100 elektrikli araçtan oluşması yönünde bir stratejini benimseyen Türkiye’de ise on yıl sonra 2,5 milyon elektrikli aracın trafiğe çıkması öngörülüyor.
Elektrikli araçların kullanımının yaygınlaşması ise şarj istasyonları için hukuki bir temelin oluşturulması gerekliliğini doğuruyor. Turkish Law Blog ekibinden Avukat Fatih Özdemir, EV şarj istasyonları ile ilgili düzenlemelerin bu alandaki küresel teknolojik gelişmelere göre sürdürülebilir şekilde güncellenmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Fosil yakıt kullanımının azaltılmasına yönelik ülkeler arasında genel bir mutabakat bulunuyor. Paris İklim Anlaşması çerçevesinde, 21. yüzyılda 1,5°C'lik küresel ısınma hedefine ulaşabilmek için karbon emisyonlarının sıfıra indirilmesi öngörülüyor. Bu çerçevede fosil yakıt kullanan araçların yerini elektrikli araçlar almaya devam ediyor. Ancak bu oranın Türkiye’de yetersiz kaldığı öne sürülüyor. Türkiye’de elektrikli araçlar ve şarj istasyonlarını hukuki açıdan değerlendiren Avukat Fatih Özdemir, bunun sebepleri arasında yetersiz altyapı ve elektrikli araçlardan alınan vergiler olduğunu belirtiyor.
TÜRKİYE’DE 3 BİNDEN FAZLA ARAÇ ŞARJ İSTASYONU VAR
Türkiye'de 3 binden fazla şarj istasyonu bulunuyor. Bunların 2 bin 500'den fazlası halka açık şarj istasyonları olarak konumlanıyor. EV şarj istasyonları konusunda bir süre önce yürürlüğe giren mevzuatlar ise bu alandaki sorunları çözmeye odaklanıyor. Elektrikli araçlarla ilgili düzenlemeler 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 237 sayılı Taşıt Kanunu ve ilgili yönetmeliklere göre uygulanıyor.
Bu düzenlemeler, elektrikli araçların teknik standartları, güvenlik kuralları ve kullanım şartlarına ilişkin hükümler içeriyor. Türkiye'de şarj istasyonları ile ilgili düzenlemeler ise 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Şarj Hizmeti Yönetmeliği kapsamında yapılıyor. Buradaki maddeler de şarj istasyonlarının/ünitelerinin kurulumu, işletilmesi ve bakımına ilişkin esasları belirliyor. Elektrikli araçlar ve şarj istasyonlarının hukuki durumu bu düzenlemelerle destekleniyor.
ŞARJ İSTASYONLARINDA SORUNLAR YAŞANIYOR
Hukuk uzmanlarının paylaştığı bilgilere göre sürücülerin halka açık şarj istasyonlarını kullanmasında bazı sorunlar yaşanmaya başladığı kaydediliyor. İstasyonlarda elektrik kesintileri veya arızalar görülebiliyor. Halka açık istasyonlarda güvenlik sorunları ve sürücülerin mahsur kaldığı durumlar ortaya çıkabiliyor. Bu sorunların büyümemesi için öncelikli olarak şunların yapılması gerekiyor;
-EV şarj altyapısı genişletilmeli,
-Sektörün teknolojik gelişmelerle başa çıkabilmesi mevzuattaki düzenlemeler güncel tutulmalı,
-EV sektöründe sürdürülebilir büyüme için hükümet, özel sektör ve yerel yönetimler iş birliği içinde hareket etmeli,
-Küresel gelişmelerle ve standartlarla uyumlu politikalar benimsenmeli.
LİSANS SAHİPLERİNE DE ÖNEMLİ SORUMLULUKLAR DÜŞÜYOR
Türkiye'de elektrikli araç kullanımının artması, şarj ağı işletmecilerinin ve lisans sahiplerinin hak ve sorumluluklarını kritik hale getiriyor. Bu beklentiler şöyle sıralanıyor;
-Şarj istasyonlarının planlanması, kurulumu ve işletilmesi konularında standartlara, mevzuata ve yönetmeliklere uyulmalı,
-EV kullanıcılarının ihtiyaçlarını karşılayacak hizmetler sunulmalı,
-Veri güvenliği, kullanıcı eğitimi, iş birliği ve sürdürülebilirlik alanlarında sorumluluklar yerine getirilmeli,
-Lisans sahipleri, şarj istasyonlarının yer seçiminde kullanıcıların ihtiyaçlarını gözetmeli,
-İstasyonlarda enerji verimliliği, güvenlik ve kalite standartları sağlanmalı,
-Şarj istasyonlarında elde edilen kullanıcı verileri korunmalı ve gizlilik ilkesine uyulmalı,
-Müşteri desteği ile kullanıcıların sorunları çözülmeli